Uzun bir aradan sonra yeni yazımla tekrar karşınızdayım. Bu yazımda Olimpos'lulardan bahsetmek istedim. Hepimiz Olimpos'luları biliriz. Fakat o kadar güzel efsaneler var ki anlat anlat bitmiyor. Örneğin İkarus'u, Perseus'u, Herakles'i (Herkül) hepimiz biliriz fakat sonunda onlara neler olduğunu biliyor muyuz? veya benim favorim olan Orpheus'u hiç duydunuz mu? Pandora'nın kutusundan bile bahsedeceğiz :) Bu yazımı ikiye bölmeye karar verdim okunmasının kolay olması açısından. Yakında Olimpos'lular ve popüler kültür-2 de geliyor yani. Asıl eğlence orada olacak, bu yazıda temel mitleri tartışıp şaşıracağız ve eğleneceğiz.
Şimdi gelin öncelikle eski Yunan Tanrı'larından, Titan'lardan başlayalım. Büyükten küçüğe doğru ineriz. Size çok güzel link'ler vereceğim. Bayılacaksınız.
Şimdi gelin öncelikle eski Yunan Tanrı'larından, Titan'lardan başlayalım. Büyükten küçüğe doğru ineriz. Size çok güzel link'ler vereceğim. Bayılacaksınız.
O zaman yavaş yavaş başlayalım :) Öncelikle iletişim yayınlarından çıkan bu kitaptan sıkça faydalanacağımı söyleyeyim. Almanızı kesinlikle tavsiye ediyorum içinde inanılmaz güzel illüstrasyonlar var. İllüstrasyon neymiş ya demeyin merak ediyorsanız alın bakın :P Bu arada tabii ki bir sürü kaynakta başka şeyler söyleniyor sonuçta efsane bu tek bir anlatışı yok. Ben bugüne kadar öğrendiğim kaynaklardan sizin için kabaca bilgileri toplayıp size sunacağım. Umarım eğlenceli bir yazı olur.
Öncelikle oluşum'a bakalım. İlk ne varmış sonra ne olmuş?
Tabiiki hiç bir efsane mantıklı değildir. Yunan mitolojisinde ilk başta kaos denilen geniş karanlık bir ıssızlık olduğuna inanılır ve bir an da Gökyüzü (Uranos) ve Yeryüzü (Gaia) meydana gelir. Uranos ve Gaia'yı hiç kimse meydana getirmemiştir. Onlar öylesine belirivermiştir. (Her şeyin bir başı olması gerek değil mi?)
Uranos ve Gaia
Titanlar
Bilinen ilk tanrısal canavarlardı. Uranos (Uranüs) ve Gaia'nın çocuklarıdır. "Uranos ve Gaia o kadar uçsuz ve bucaksızdı ki çocuklardı dev gibi oldular. Kızları da erkekleri de öyle büyüktüler ki ağaçları bir papatyaymışçasına yerlerinden sökebiliyor, dağların tepesine birer tahtmışçasına oturabiliyorlardı." (Yunan Mitolojisi-İletişim yayınları-Sayfa 9-10---Bundan sonra kitaptan alıntı yaptığım yerleri kırmızı olarak işaretleyeceğim çünkü sıkça alıntılara yer vereceğim.) Uranos'u alaşağı ediğ Zeus onları yenene kadar da dünyaya hükmettiler.
Uranos ve Gaia'nın tek çocukları titanlar değildi. Gaia daha sonradan 3 tane tek gözlü dev doğurmuş. Bizim Cyclops olarak bildiğimiz, bazı kaynaklarca Kyklopes ya da Kyklop'lar olarak da Türkçe'ye çevrilmişlerdir. Bu Kyklop'lar tek gözlü çirkin mi çirkin yaratıklardı. Titan'ların asaletlerinin zerresi yoktu yani. Gaia'ya göre mükemmel de olsalar Uranus birazcık atara gelmişti. "Onlar ağabeyleri ve ablaları kadar güzel değillerdi" demiş düz bir ifadeyle. Gaia'nın doğurduğu sonraki üç çocuğun ise elli kafası ve yüz eli olduğu söylenir. Pek popüler varlıklar değillerdir. Yüz elliler olarak geçer.
Peki neden Uranos'u alaşağı ettiler? Zaten ileride de göreceğimiz gibi Yunan mitolojisi alaşağı etmelerle dolu. Bayılıyorlar :P
Uranos
Uranos ve Gaia'nın tek çocukları titanlar değildi. Gaia daha sonradan 3 tane tek gözlü dev doğurmuş. Bizim Cyclops olarak bildiğimiz, bazı kaynaklarca Kyklopes ya da Kyklop'lar olarak da Türkçe'ye çevrilmişlerdir. Bu Kyklop'lar tek gözlü çirkin mi çirkin yaratıklardı. Titan'ların asaletlerinin zerresi yoktu yani. Gaia'ya göre mükemmel de olsalar Uranus birazcık atara gelmişti. "Onlar ağabeyleri ve ablaları kadar güzel değillerdi" demiş düz bir ifadeyle. Gaia'nın doğurduğu sonraki üç çocuğun ise elli kafası ve yüz eli olduğu söylenir. Pek popüler varlıklar değillerdir. Yüz elliler olarak geçer.
Popüler kültürden güzel bir Yüzelliler resmi-(http://www.flickr.com/photos/littlefriends/369691347/)
Bu yüzellileri Gaia bile beğenmemiş, Uranos ise iyice zıvanadan çıkmıştı. Anneleri onları sevmediğini belli etmese de babaları onlara bakmaya bile dayanamazmış. "Korkunçlar." diyordu her gördüğünde, "Tek gözlü ağabeyleriyle beraber, yerin altında yaşayamazlar mı bunlar? Manzaramı bozuyorlar."
Kalbi kırılan Gaia'nın ise göz yaşları nehir olup akmış. Uranos, Gaia'yı üzdüğü için pişman da olsa tavrını koymuş. "Seni seviyorum. Ama onları sevemem." Uranos tek gözlüleri ve yüz ellileri yer altına hapsetmiş. Buna çok içerleyen Gaia Titan çocuklarını kışkırtarak babalarına karşı ayaklanmalarına neden olmuş. Titan'lar devasa boyutlarına rağmen Uranos'u alaşağı etme fikri karşısında korkuyla titremişler. Kronos hariç. Kronos, babasını yenmek için bulabildiği en yüksek dağa çıkmış o anda Gaia'nın yardımıyla altın bir orak belirmiş. "Bu orak babana zarar verebilecek yegane şeydir. Benim en sert yüzeyimde dövüldü." Gaia Uranos'u dünyaya çağırmış ve Kronos ölümcül darbeyi indirmiş. Uranos ölürken son bir kehanette bulunmuş. " Bu hepimizin başına gelecek. Sen de bir gün kendi çocuğuna boyun eğeceksin."
"Asla!" diye bağırmış Kronos. Gençliğinin de verdiği özgüvenle tabi.ve kyklop'ları, yüzellileri yeraltından çıkarmayı reddetmiş. Böylece Kronos başa geçmiş ve Rheia adlı Titan ile evlenmişler. Gaia'nın yer altında tutsak olan çoçuklarını işlerime karışırlar gerekçesiyle kurtarmayı reddetmesi Gaia'yı mahvetmiş. Hem kocasından hem de çocuklarından olmuş böylece...
Kronos ve Rheia
Kronos için her şey yolunda gidiyormuş fakat babasının son sözleri sonsuza dek aklında kalmış. Bu yüzden ilk çocukları doğduğunda Rheia'yı kandırarak onu yemiş. "Sen ne yapıyorsun?" diye haykırdı Rheia. "Sakin ol aptal. Bu çocukları korumak için en iyi yol bilmiyor muydun?" Rheia kuşkuyla başını salladı. Bu fikir ona çok garip gelse de Kronos kendinden çok emin görünüyordu.
Rheia Kronos'un ikinci bebeği de midesine indirmesini üzüntüyle izlemiş. Kronos'a yalvardıysa da onu ikna edememiş. Üçüncü dördüncü beşinci bebeklerinin kaderleri de aynı olmuş. Gaia dayanamayarak olaya el atmış ve "Çocukların güvende değiller, onlar da kocanda hapisler. Aynı benimkilerin bende hapis olduğu gibi." demiş Rheia'ya. Bu sırada Rheia altıncı çocuğuna hamileymiş. Çocuğun ismi Zeus'muş. Gelin bundan sonra olanları God of War (Savaş Tanrısı) adlı oyunda nasıl anlatılmış onu görelim.
İzlediğimiz bu sinematik'te konuşan Gaia. Ne kadar oyun da olsa anlatılan efsaneler ile oldukça paralellik gösteriyor. Hala oynamadıysanız kesinlikle tavsiye ediyorum. Biraz vahşet ama...
Zeus büyüdüğü sırada annesinin ona, babasının yaptıklarını anlatmasıyla dehşete düştü ve intikam yemini etti. Babasının karşısına çıktığı zaman Kronos kendisine gök gürlemesine benzer bir ifadeyle bakmakta olan bu gence: "Sen kimsin?" diye sordu. Zeus tek bir kelime açıklama yapmadan Kronos'un karnına yumruğu indirir ve "Zamanın doldu baba." der. İki büklüm olan dev ağzından yuttuğu kay parçası ve büyümüş olan 5 çocuğu püskürtür.Zeus'un tüm ağabey ve ablaları çok genç, güçlü ve çok öfkeliydiler. Tanrıların ve Titan'ları güçleri eşitti ve savaş sonsuza kadar süreceğe benziyordu. Zeus bu dengeyi bozmak için Gaia'nın da yardımıyla (çünkü kendini herşeyin tek efendisi ilan eden kronos'u devirmek istiyordu ve çocuklarını kurtarmadığı için ona kızgındı) bir plan yaptı ve Gaia'nın hala tutsak olan çocuklarını (tek gözlüler ve yüzelliler) kurtarmak için iki ağabeyiyle birlikte (Hades, Poseidon) yer altına indi. Önce yüz ellileri buldular. Yüzelliler yer altında hapis olmaktan kurtulmalarına rağmen yer altı dünyasını çok alışmışlardı ve orada kalmak istediler. Böylece Zeus onları yer altı dünyalarının bekçileri olarak atadı. Tek gözlüleri (Kyklop'lar) bulduklarında onların yer altında mutsuz olduklarını gördüler ve onları yeryüzüne çıkardılar. Tek gözlüler Tanrı'lara o kadar müteşekkirmiş ki Poseidon'a Trident'i, Zeus'a parlayan bir set şimşek ve Hades'e kafasına taktığında görünmez olmasını sağlayan bir miğfer hediye etmişler. Bu silahlar savaşın dengesini Tanrı'ların lehine bozmuş.
Böylece Zeus ve kardeşleri ilk Tanrı'lar olmuşlar ve titanları yenilgiye uğratarak yeryüzünden sürmüşler. Yer altında gördüğü dünyadan çok etkilenen Hades burada kalmayı seçmiş ve kardeşleriyle yer altına kötü insanları ve titanları cezalandırmak için bir zindan yapmışlar. (Tartarus)
Böylece Zeus babalarına ait olan krallıkları kardeşleri arasında bölüştürdü. Hepimizin bildiği gibi yeraltı Hades'e, denizler Poseidon'a verildi. Cennetler'i kendisine ayırdı ve yanına en kardeşi Hera'yı aldı ve evlendi. Hera evlilik ve sadakat tanrıçası oldu. Demeter büyüyen her şeyi gözedecekti. Hestia ise bir şey yönetmek istemedi. Kyklop'ların müteşekkirliği bitmek tükenmek bilmediği için onlara dev gibi bir de saray inşa etmişler. Demeter bu sarayı en yüksek dağlardan birinin tepesine bulutların arasına gizlemiş. Böylece sıradan insanlar onu bulamayacaklarmış. (Daha sıradan insanlar yok, ama olacaklar.)
Krallar kralı Zeus. Hepimiz onu tanıyoruz zaten. Gökyüzü ve fırtına tanrısıdır. En korkulan silahı Kyklop'lar tarafından tasarlanan yıldırımdır. Titanları yendiği savaşta tanrılara önderlik ettiği için hükümdar olur. Tanrıça Hera ile evli olmasına rağmen ölümlü kadınlarla kurduğu sayısız cinsel ilişkiyle tanınır. Örneğin Europa ve boğa hikayesini, Antiope ve Satir'i veya Herakles'in annesi Alcmene'yi hiç duydunuz mu? (Herakles'in çok ilginç bir hikayesi var ona daha sonra geleceğim.) Hepsinde Zeus bu kadınlarla birlikte olabilmek için kılıktan kılığa girmiş ve bir şekilde kadınları elde etmiştir. Örneğin Alcmene'yi elde etmek için kocası kılığına girmiş.Fenike'li bakire Europa'yı elde etmek için de beyaz bir boğa kılığına girmiş. Europa onun sırtına biner binmez hızla kaçırmış Europa'yı... Bu hikayelerin hiç birini sevmiyorum o yüzden ilginizi çektiyse kendiniz bir bakıverin.
Zeus büyüdüğü sırada annesinin ona, babasının yaptıklarını anlatmasıyla dehşete düştü ve intikam yemini etti. Babasının karşısına çıktığı zaman Kronos kendisine gök gürlemesine benzer bir ifadeyle bakmakta olan bu gence: "Sen kimsin?" diye sordu. Zeus tek bir kelime açıklama yapmadan Kronos'un karnına yumruğu indirir ve "Zamanın doldu baba." der. İki büklüm olan dev ağzından yuttuğu kay parçası ve büyümüş olan 5 çocuğu püskürtür.Zeus'un tüm ağabey ve ablaları çok genç, güçlü ve çok öfkeliydiler. Tanrıların ve Titan'ları güçleri eşitti ve savaş sonsuza kadar süreceğe benziyordu. Zeus bu dengeyi bozmak için Gaia'nın da yardımıyla (çünkü kendini herşeyin tek efendisi ilan eden kronos'u devirmek istiyordu ve çocuklarını kurtarmadığı için ona kızgındı) bir plan yaptı ve Gaia'nın hala tutsak olan çocuklarını (tek gözlüler ve yüzelliler) kurtarmak için iki ağabeyiyle birlikte (Hades, Poseidon) yer altına indi. Önce yüz ellileri buldular. Yüzelliler yer altında hapis olmaktan kurtulmalarına rağmen yer altı dünyasını çok alışmışlardı ve orada kalmak istediler. Böylece Zeus onları yer altı dünyalarının bekçileri olarak atadı. Tek gözlüleri (Kyklop'lar) bulduklarında onların yer altında mutsuz olduklarını gördüler ve onları yeryüzüne çıkardılar. Tek gözlüler Tanrı'lara o kadar müteşekkirmiş ki Poseidon'a Trident'i, Zeus'a parlayan bir set şimşek ve Hades'e kafasına taktığında görünmez olmasını sağlayan bir miğfer hediye etmişler. Bu silahlar savaşın dengesini Tanrı'ların lehine bozmuş.
Böylece Zeus ve kardeşleri ilk Tanrı'lar olmuşlar ve titanları yenilgiye uğratarak yeryüzünden sürmüşler. Yer altında gördüğü dünyadan çok etkilenen Hades burada kalmayı seçmiş ve kardeşleriyle yer altına kötü insanları ve titanları cezalandırmak için bir zindan yapmışlar. (Tartarus)
Böylece Zeus babalarına ait olan krallıkları kardeşleri arasında bölüştürdü. Hepimizin bildiği gibi yeraltı Hades'e, denizler Poseidon'a verildi. Cennetler'i kendisine ayırdı ve yanına en kardeşi Hera'yı aldı ve evlendi. Hera evlilik ve sadakat tanrıçası oldu. Demeter büyüyen her şeyi gözedecekti. Hestia ise bir şey yönetmek istemedi. Kyklop'ların müteşekkirliği bitmek tükenmek bilmediği için onlara dev gibi bir de saray inşa etmişler. Demeter bu sarayı en yüksek dağlardan birinin tepesine bulutların arasına gizlemiş. Böylece sıradan insanlar onu bulamayacaklarmış. (Daha sıradan insanlar yok, ama olacaklar.)
Olimposluların aile ağacı (Kaynak: Efsaneler ve Mitler- Alfa yayınları)
Resimlerin çoğunu kendim kitaplardan çektiğim için bira kalitesiz. ama sizin için uğraşıyorum hiç olmazsa di mi? :) Hatta bu son resmi paint'te falan birleştirdim.. Çok şovcuyum. :)) Blog da resimsiz olmuyor ya. Hem göz yoruyor hem de sıkıcı oluyor bence. Konu ne kadar eğlenceli olsa da, sunum da önemli di mi?
Şu anda dinlenmek istiyorsanız tam sırası, ben bir bira açıyorum birazdan Tanrı'lardan bahsedeceğim sizlere :)
Tanrılar
Zeus
Age of Mythology'nin Zeus'u
Krallar kralı Zeus. Hepimiz onu tanıyoruz zaten. Gökyüzü ve fırtına tanrısıdır. En korkulan silahı Kyklop'lar tarafından tasarlanan yıldırımdır. Titanları yendiği savaşta tanrılara önderlik ettiği için hükümdar olur. Tanrıça Hera ile evli olmasına rağmen ölümlü kadınlarla kurduğu sayısız cinsel ilişkiyle tanınır. Örneğin Europa ve boğa hikayesini, Antiope ve Satir'i veya Herakles'in annesi Alcmene'yi hiç duydunuz mu? (Herakles'in çok ilginç bir hikayesi var ona daha sonra geleceğim.) Hepsinde Zeus bu kadınlarla birlikte olabilmek için kılıktan kılığa girmiş ve bir şekilde kadınları elde etmiştir. Örneğin Alcmene'yi elde etmek için kocası kılığına girmiş.Fenike'li bakire Europa'yı elde etmek için de beyaz bir boğa kılığına girmiş. Europa onun sırtına biner binmez hızla kaçırmış Europa'yı... Bu hikayelerin hiç birini sevmiyorum o yüzden ilginizi çektiyse kendiniz bir bakıverin.
Europa ve Zeus
Antiope ve Zeus
Alcmene ve Zeus
Poseidon
Pek çok Yunanlı adalarda veya sahile yakın yerleşim birimlerinde yaşadığından hayatları denizin kontrolü altındaydı. Sonuç olarak vahşi fırtınalar getirmesinin yanı sıra depremler gibi doğal güçleri de kontrol eden deniz tanrısı Poseidon, Olimpos'un en güçlü tanrılarından biriydi. Bir mite göre hem Poseidon hem Athena daha sonradan Atina adını alan şehrin kontrolünü alabilmek için dövüşmek yerine kimin daha güzel bir hediye vereceği konusunda bahse tutuşmuşlar. Deniz tanrısı Akropolis'e (Atina'ya bakan tepe) tırmanmış ve tridentini toprağa saplayarak topraktan tuzlu su fışkırmasını sağlamış. Ardından Athena Akropolis'e gelerek hediyesini sunmuş. Hediyesi şehirde yetişen ilk zeytin ağacıymış. Zeus hediyeleri değerlendirmeleri ve hangisinin daha iyi olduğuna karar vermeleri için Olimpos dağındaki diğer tanrıları toplamış. Topraktan çıkan su etkileyici olmasına rağmen insanlar için bir faydası yokmuş. Fakat zeytin ağacı zengin bir kaynaktı ve yağı hem yemek hem ısınmak için kullanılabilirdi. Zeytinyağı sadece Atinalılar için değil ticaret yaptıkları herkes için değerliymiş. Böylece zeytin ağacı Atinalıları hem besleyecek hem zenginleştirecekmiş. Tüm bu kanıtları duyan Zeus Athena'yı yarışın galibi ilan etmiş. Çok sininrlenen ve aşağılanmış hisseden Poseidon Atina'nın sel basmasına neden olacak bir fırtına yaratmış. Günler sonra Atina'lıların şehirlerini onarmaları için fırtınayı dindirmiş. Atinalılar kendilerine refah getirecek yeni tanrıçaları için bir tapınak inşa etmiş fakat Poseidon'u kızdırmamak için onun adına da adaklar adamışlar.
God of War'da Poseidon niye ata biniyordu diye sormayın sonra. Adamlar bir yerlerinden atmıyorlar. Daha doğrusu kadın mı demeliydim? Senaristi bir kadın çünkü. Ama karakter modellemesini de kadın yapmıyordur heralde :P Bu arada yukarıdaki boğalı resimde ise bir minatorun nasıl olduğu anlatılıyor. Poseidon'un bir lanetinden sonra Girit kraliçesi Pasiphae, Deniz Tanrı'sının gönderdiği bir boğaya aşık olur ve onunla cinsel ilişkiye girer. Bunun sonucu minator ortaya çıkar. Mitoloji iğrençliklerle dolu değil mi? Theseus adlı kahramanımızın da minatorlarla ilgili güzel bir hikayesi var ona daha sonra geleceğim. :)
Hades
Hades hakkında fazla anlatılan bir şey yok. Demeter'ın kızı Persephone'yi alıp kraliçesi yapan yer altı kralı ve ölüler hükümdarı. Persephone'yi Demeter'den kaçırdı. Demeter çiçeklerin ağaçların büyümesinde sorumlu olan Tanrı'ydı. Persephone kaçırılınca o kadar üzüldü ki görevini ihmal etmeye başladı. Bu Dünya'yı bir yokoluşa sürüklüyordu. Zeus Demeter'i huzuruna çağırarak yanında mesajcı Tanrı Hermes'le Hades'in yer altı sarayına gidip Persephone'yi bulmasını söyledi. Genç kadın Hades'le beraber oturmaktaydı. Gelmesi için Persephone'ye yalvardı. Persephone de Hades'i sevmesine rağmen sıla hasreti çekiyordu ve annesini özlüyordu. Hades Persephone'yi şimdi bırakırsa tekrar geri dönmeyeceğinden korkuyordu. Moria'ların koyduğu bir kurala göre (Kaderi yazan 3 kızkardeş) yeraltı dünyasında bir şey yiyip içmiş olan herhangi bir kimse tekrar yukarı çıkamazdı. Moria'ların koyduğu kurallar Tanrılar tarafından bile çiğnenmezdi. Tanrıların kaderini bile Moria'lar yazardı. Bir şey yiyip yemediğini düşünen Persephone Hades'le bir narı paylaştığını hatırladı. Fakat nardan sadece 6 tane yemişti. Hermes şöyle bir çözüm sundu: Persephone yediği her nar için yılın 6 ayı yer altı dünyasında 6 ayı annesinin yanında kalacaktı. Çözüm herkesçe uygun görüldü ve konu kapatıldı :P Böylece Persephone annesini ziyarete gidince toprak zenginleşir, yeraltı dünyasına dönünce ise kurur. Mevsimler ise böyle oluşmuştur. (yaa...)
Hera
Zeus'un karısı tanrıçaların kraliçesi, evlilik ve doğum tanrıçası. Doğuştan basit ve kıskanç yapısıyla Hera, Zeus'un ölümlü kadınlardan yaptığı her çocuğa hayatı zindan etti. (En trajik örneği Herakles. Ona da geleceğim :) ) Nereye bakarsanız bakın Hera'yı kıskanç olarak göreceksiniz. Hatta şöyle bir mit vardır:
Ölümlü kılığına giren Zeus, Thebai kralı ve kraliçesinin kızları Semele ile ilişkiye girdiğinde, karısı Hera onu çok kıskanır ve bir intikam planı yapar. Yaşlı bir kadın kılığına girerek Semele'yi Zeus'un kendisine tüm ihtişamı ile göstermesini istemesi yönünde ikna eder. Zeus bunu yaptığında yıldırımından çıkan ısı bir ölümlü olan Semele'yi öldürür. Efsanesi gerçekten çok meşhurdur. Operası bile varmış duyduğuma göre.
Buradan hemen Dionysos'a geçelim çünkü konu bağlantılı.
Dionysos
Şarap tanrısı Dionysos, sarhoşluğu ve diğer münasebetsiz veya değişik durumlarda dini bir esirlik olarak bakan anarşik bir figürdür. (Efsaneler ve Mitler-Alfa yayınları) Resim gayet güzel anlatıyor aslında :) Demin Semele'den bahsediyoduk ya hani Hera yüzünden ölmüştü. İşte Semele ölürken karnındaki daha doğmamış çocuğu Dionysos'du. Hermes çocuğu kaçırarak Zeus'a teslim etti. Zeus'un uyluğunda bir yarık açtığı ve Dionysos'u orada büyüttüğü söylenir. Dionysos öyle bir Tanrı ki, sayısız trajedyaya ve tiyatroya konu olmuş. Malum içki ve zevk çok eskilere dayanıyor. Şarabı keşfeden Tanrı'dır. Yine efsaneler ve mitler adlı kitaptan birkaç mit sunacağım sizlere:
Dionysos büyüyünce yerinde duramayan ve sürekli yolculuk yapan biri olur. Gittiği her yerde sonu delilik nöbetlerine kadar varan aşırı sarhoşluklarıyla ünlenir. Pek çoklarına göre bu nöbetler, Semele'nin oğlunun hala yaşıyor olmasından rahatsız olan Hera'nın eseridir. Arkadaşları arasında Mainad'lar denen bir grup kadın da vardır. Bu isme çok dikkat edelim lütfen Mainad'lar... Mainad'lar..Bu kadınlar kendilerini esriklik nöbeti içine soktukları bir tür deliliğe kapılıyorlar arkadaşlar. Bu nöbete kapıldıkları zaman çılgınlar gibi dans ederler ve sonundan o kadar kontrolden çıkarlar ki karşılaştıkları herşeyi paramparça ederler. Mainadlar güçlerini Dionysos'tan alır ki hiçbir şey, ne ateş ne de kılıç- danslarına engel olmasın veya onlara zarar vermesin. Hatta unutmayın diye size şu miti de yazayım. Dionysos ve Mainadların danslı yolculukları onları Pentheus tarafından yönetilen Thebai kentine getirir. Genç kralın annesi Agave, Dionysos'tan çok etkilenir ve Mainadların arasına katılarak Sarhoş olup deliler gibi dans etmeye başlar. Pentheus annesinin bu davranışından dehşete düşerek onu durdurmaya karar verir ve Dionysos'a ne yapması gerektiğini sorar. Dionysos da saklanarak hiçbir şey yapmadan gizlice izlemesi gerektiğini söyler. Ancak Mainad'lar Pentheus'u saklandığı yerde bulurlar ve paramparça ederler. :( Böylece ilk trajedimize de Dionysos'la başlamış olduk. Dionysos- Hera- Mainad'lar bu üçlüye çok dikkat edelim. Yazımın ikinci bölümünde bazı olaylarda büyük rol oynayacaklar.
Athena
Savaş ve bilgelik tanrıçasıdır. Genellikle Aegis olarak bilinen kalkanıyla ve koruyucu peleriniyle resmedilir. Aynı zamanda işçinin zanaatkarın dostudur :P çömlekçilik, dokumacılık gemi işçiliği konusunda uzmandır. Örümceklerin nasıl oluştuğunu biliyor muydunuz? Arakhne adlı genç kadın parmaklarını dokuma yaparken tezgah üzerinde o kadar hızlı hareket ettiriyormuş ki neredeyse bulanık görünüyorlarmış. Arakhne çok kısa zamanda çok başarılı işler çıkarırmış ve onu dokurken görmek isteyen insanlar çok uzaklardan gelirmiş efsanelere göre. Bir gün onu izlemeye gelenler arasında utangaç biri "herhalde en iyisi siz olmalısınız." demiş. Arakhne'de: "Evet. Hatta kimi Tanrılardan bile daha iyiyim" cevabını vermiş. Kalabalıktan mırıldanmalar yükselmiş ve biri "Athena'dan iyi olamazsın!" diye bağırmış. "Ben Athena'dan bile daha iyi dokurum diye mırıldanmış" Arakhne. Yaşlı bir kadın: "Bence bu çok cüretkar bir iddaa oldu. Yerin kulağı vardır bence sözünü geri almalısın" demiş. İyice gazlara gelen Arakhne: "İsterse Athena'nın kendisi duysun. Söylediğimin arkasında dururum!" demiş. Yaşlı kadın o anda kapüşonunu indirmiş ve kamburunu düzeltmiş. Yüzündeki kırışıklıklar kaybolmaya başlamış ve kalabalığın gözleri önünde Athena'ya dönüşmüş. "Biraz önce söylediğin şeyi tekrar karşımda söylebilecek misin?" diye sormuş Athena. Kızgın bir tanrıça ürkütücü gözükürmüş fakat Arakhne geri adım atmayacak kadar gururluymuş. Sesi biraz titrese de "Ben sizden daha iyi dokurum." demiş. Böylece bir yarışma düzenlemiş Athena. İlk önce kendisi başlamış. Athena küstah insanların şerefli tanrılar tarafından hadlerinin bildirildiği bir resmi dokuyormuş. Karakterler öyle gerçek gibiymiş ki, öfkeyle bir yıldırım fırlatan Zeus'u dokuduğunda kalabalıktaki insanlar yıldırımın kendine çarpacağını zannedip başlarını eğmişler. Sıra Arakhne'ye geldiğinde oldukça cüretkar olan Arakhne Tanrı'lara karşı direnen cesur kahramanları resmetmeye başlamış. Küçük gemiler denizde ilerlerken fırtına çıkaran Zeus tüm dünyanın gözünde dev bir küçük çocuk gibi gözüküyormuş. Becerisi konusunda en ufak bir şüphe yokmuş. Dokuduğu resim Athena'nınkinden iyi olmasa da en az onunki kadar iyiymiş. Kalabalığa dönüp "Nasıl?" diye sorduğunda cevap alamamasının tek nedeni ise kimsenin kendisi kadar cesur olup Athena'ya doğruyu söylememesindenmiş. Athena: " Kibrin kendi yokoluşuna neden olacak. Sen nasıl bir Tanrı'ya kafa tutup kazanmayı düşünebilirsin!" diye bağırmış. Dokuma tezgahını Arakhne'nin gözleri önünde unufak etmiş. "Senin bir daha asla dokuyamaman için elimden geleni yapacağım." Arakhne: "Lütfen, dokuma hayatta yapabildiğim ve yapmak istediğim tek şey." demiş. Athena kızı buruşturulmuş bir yığın gibi yere bırakmış. "Tamam, dokumaya devam edebilirsin ama artık bununla asla böbürlenemeyeceksin." demiş ve o anda onu bir örümceğe dönüştürüvermiş. (Yunan Mitolojisi- Sayfa 60-61) Bazı kaynaklar Arakhne'nin Zeus'u aşklarıyla resmettiğini ve bunun Athena'nın çok ağırına gittiğini yazar.
Athena'nın doğumu ise çok ilginç. Tanrı Zeus'un ilk aşklarından biri Titan Oceanus ve Tehtys'in kızı Metis'tir. Metis sadece güzelliğiyle değil aynı zamanda aklıyla da ünlüdür. Zaten adı da kurnaz zeka anlamına gelmektedir. Metis yayın evini görünce aklınıza ben geleyim :P Oğul babayı alaşağı eder döngüsü Zeus için de geçerliymiş. (Oynayınız God of War :P ) Bu yüzden Metis'in erkek çocuğu doğuracağını zanneden Zeus onu bütünüyle yutar. Fakat Hephaistos (demirci tanrı) olaya müdahele eder ve Zeus'un kafasına bir baltayla vurur.
Zeus'un yarılan kafasından Athena mucizevi bir şekilde silahlanmış bir şekilde ve savaş naraları atarak çıkar. Pek çok kayda göre babasının en sevdiği çocuğu olur ve kendi kalkanı Aegis'i Athena'ya verir.
Eveet. Benim bahsetmek istediğim Tanrı'lar bu kadardı. Tabii ki daha sözü geçen bir sürü Tanrı var fakat zaten onları da az çok biliyorduk. Ben daha çok güzel mitlere ve hüzünlü trajedilere konu olan tanrılardan bahsetmek istedim. Şimdi size bahsettiğim şu çok güzel linklere bir bakalım.
http://www.ancientgreece.co.uk/gods/explore/exp_set.html
http://www.mythweb.com/gods/
Gerçekten çok faydalı siteler. Diğer Tanrılar hakkında biraz daha detaylı bilgiye bu sitelerden de ulaşabilirsiniz. Daha keyifli siteler de var fakat onları yazımın ikinci kısmına saklıyorum.
Şu ana kadar az çok bildiğimiz şeylerin üzerinden tekrar geçtik ve benim size asıl anlatmak istediğim hikayeler için bir temel oluşturduk. Yazımın ikinci kısmında Orpheus, Herakles, Pandora, Theseus, Perseus, Truva savaşı, Odysseia ve Argonat'lar, Sisyphos gibi biraz daha eğlenceli konulardan bahsedeceğiz.
Böylelikle ilk kısmın sonuna geldik. İkinci kısımda görüşmek üzere :) Yazmak biraz zaman alırsa kızmayın çünkü o yazım bundan çok daha güzel olacak. O zamana kadar kendinize iyi bakın. Öptüm ;P
Freeze von Z.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder